29 Haziran 2010 Salı

İlk Ahşap Boyama Çalışmam...

    10 marifeti takip ede ede herşeyi deneme isteği ve gücü geliyor insana:) Ben ahşap boyama kursuna gitmedim. Ama boyamanın her şekline bayılırım. Elimde fırçam boyalarım olsun yeter ki ne boyadığım önemli değil. Lise yıllarımda da severdim resim derslerini. Ve birgün cesaret edip kuş yuvası aldım. Tabi ki de çok harika olmadı ama olsun içimde kalmadı. Bunu da denemiş oldum:) Devam etmek istiyorum aslında öğrenene kadar:)) Ahşabı boyamayı da çok sevdim. Köydeki evdeydi bu. Geçen gittiğimde resimledim bloğa koyarım diye. Çok ahım şahım bişey değil ama yine de görün istedim:))


            Önce tamamını astar olsun ve çok boya çekmesin diye düşünerek ahşap tutkalı ile bir kat tutkalladım. Alt kısmını koyu yeşil renge boyadım. Süngerle dokuna dokuna. Resimden belli olmuyor ama bir dokusu var esasında. Fırçayla boyanmadığı belli yani:) Sonra kendisini krem rengine boyadım sanırım iki kat yeterli olmuştu. Daha sonra alt kısımlarını yine süngerle ve bir kaç farklı renk kullanarak tamponlayarak boyadım. Sonra fırçayla çiçek dalları yaptım. Üzerine de çiçekler kondurdum. Kuşun giriş kapısına dallar yaptım ince fırça ve kahverengi boya ile.











Arkasındaki minik kuş yuvasını da kendim yaptım. Ve şahsen kendimi beğendim:)) Bir tek kelebekler hazır çıkartma idi. Onları yapıştırdım. Sonra fırçamı siyah boyaya batırıp parmağıma vurup sıçratmak suretiyle tüm her tarafı kapladım. Değişik bir hava kattı sanki :) Sonra çatısını koyu kahverengiye boyadım. Ama ahşap görüntüsü alsın ve budaklı bir ağaç gibi görünsün istedim. Nasıl yaparım diye düşündükten sonra buldum. Kahverengi boya kuruyunca üzerine bazı yerlerine krem boya dokundurdum ve kuru fırçayla süpürdüm. Ve oluşan hali ben çok beğendim:) Ahşaba benzedi sanki biraz. Acemi sevinci işte:))











           Sonra hafiften kurumaya başlayınca ıslak mendille bazı yerleri sildim. Alttaki kahverengi rengi çıkardım ortaya. İşte onlar budağa benzedi biraz. En son iki kat cilaladım. Aslında ben köydeki evimizde dışarı asmak ve gerçek kuşların hizmetine sunmak için yapmıştım. Ama bu acemi ahşap boyamacının yaptığı kuş yuvasını annesi çok beğendi; dışarı asmaya ve ziyan etmeye kıyamadı:)) Ve sehpamızdaki yerini aldı. E ben de bari bir güzellik olsun diye geçen gittiğimde önüne yapma bir kuş yapıştırdım. Nasıl olmuş sizce:))



 Örtünün de ütüye ihtiyacı varmış. Ben de ütü yapacağıma nelerle oynuyorum görüyorsunuz:))

25 Haziran 2010 Cuma

Havlu Peçete Rulolarından Duvar Süsü...

       
       Bunu 10 marifette görmüş ve gördüğüm an bunu yapmalıyım demiştim. Yerini de anında belirlemiştim kafamda. Köydeki evimizde konsolun üstüne diye. Çünkü salon takımını alırken konsolun üzerinde birşey yoktu. Aynaların da modası geçmişti. Orası hep kafamdaydı ne yapabilirim diye. Bende şu aşağıda gördüğünüzü yaptım. Umarım beğenirsiniz. Herkes çok beğendi :-)


      Yapma hikayesine gelince: Öncelikle başladım havlu peçete rulosu biriktirmeye. Tuvalet kağıdı rulosuda olur ama onlar bana biraz cansız geldi. Havlu peçeteninkiler daha kalın daha sağlamdı.

 

Birer santim arayla çizip kestim önce. 4 tanesini birbirine yapıştırıp çiçekler oluşturdum.






Sonra köyde fazla uğraşmıyım diye bu çiçekleri de birbirine yapıştırıp tabakalar oluşturdum. Resimlerden anlaşılır sanırım. Alt alta 5 tane çiçek sırası yapmayı düşündüm. Konsolun ölçüsüne göre.




 köye bir ayakkabı kutusunun içinde götürmek çok kolay oldu. Sonra köyde bu tabaka halinde olanları birbirine yapıştırmak kaldı.







Konsolun üzerindeki büyüük boşluğu görüyorsunuz değil mi ? Orasıydı tüm bu projenin başlamasına neden
olan.




Yapıştırma işlemi bittikten sonra sprey siyah boya ile bir güzel boyadım. Ve çift taraflı bantı küçük küçük kesip arkadan yapıştırdık. Dık diyorum yalnız yapmak mümkün değildi kardeşiminde yardımı çok oldu. İlk gören ferforje sanıyor. Yani demir zannediyor. Ne olduğunu söylediğimde aldığı durumu tahmin edersiniz:)) Toz tutunca nasıl olacak bilmiyorum ama en azından ozamana kadar hoş birşey oldu.


İşte yapılmış hali de budur !...



Yardımlarını benden esirgemeyen canım kardeşim. Onun el becerileri de güçlüdür. Küçükken abimde bende birçok resmimizi ve projeli ödevleri kardeşimize yaptırırdık. O bu konularda daha iyiydi bizden :-)




O üstte yaptığı ek süs kendi fikriydi canım kardeşimin. Ben tümünü yapıştırınca konsoldan biraz uzun oldu. O kısmı ayırdık. Ben süsü esasında konsolun üst kısmına düşünmüştüm. Ama kardeşcazım alta yanaştırırsak daha güzel olacağını söyledi. Ve bende yüzde yüz katıldım bu fikrine.Haklıydı bu şekilde daha çok yakıştı. O fazla olarak kopardığımız kısmı da üste yapıştırdı ki süper bi hava kattı. Yani malzemenin hazırlanması benden yerleşimi kardeşimden oldu. E o da bir tebriği haketti değil mi ama ?
















Ve uzaktan salonun ve süsümün genel bir görüntüsü :-) Ne kadar hoş oldu değil mi?  :-)

 

          Ve günün yorgunluğunu atma vakti. Ohh yatağa gitmeden önceki bu kısa kestirmelerin tadı da bir başka oluyor canım. Yatağına geçtiğinde aynı tadı alamıyorsun nedense :-)






Evvet duvar süsümün hikayesi budur. Umarım memnun kalırsınız:-)

Mola Bitti Yola Devam...

Evet hatırlıyorum bir hafta ara dediğimi ama daha uzun sürdü. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Anneme yardımcı olmak için birkaç gün daha kaldım. 10 günü buldu. Davetimiz çok güzel geçti. Bahçede bembeyaz şemsiyelerin altında bembeyaz masa örtüleriyle süslü masalarda yendi yemek. Babamların dünür davetiydi. Eşimin ailesi eş dost ahbap kim varsa çağırıldı. Biz çok memnun kaldık. Onlarda memnun kalmışlar. E ne güzel. Bunun için uğraştık zaten. Neden resim yok derseniz ben çekemezdim zaten. Benden dolayı çağırılan dünürler olduğundan ayıptı büyükler bakarken resim çekmek. Ama yeğenlere çektirdik fotoğraf hatta video ama şu an bana ulaşmadı. Yollayacaklar. Gelirse yayınlarım. Yokluğumda neler yaptınız bakayım:) Bende demiştim orda boş durmayacağımı. Duvar süsümü tamamladım. Onu bir sonraki yazımla yolluyorum.

14 Haziran 2010 Pazartesi

Bir Hafta Ara...

Bir haftalığına yokum. Adapazarına yani köyüme annemlere gidiyorum. Çerkezleri bilirsiniz belki. Evlendikten belli bir süre sonra dünürler çağrılır karşılıklı. Ama sadece aileler değil; eş dost akraba hısım kalabalık bir şekilde yani. Koyun falan kesilir sırf onlar için. Karşılıklı onurlandırmak amacıyla:) Bie süre önce eşimin ailesi bizimkileri çağırmıştı. Çünkü önce kız tarafı çağırılır sonra erkek tarafı davet edilir. Şimdi de biz eşimin ailesini akrabalarını yemeğe alıyoruz bu cumartesi günü. Ee evinde tek kızı olan ben, anacığıma yardıma gitmeliyim tabiki. Bir başına uğraşıyor kadıncağız. Onun için sizlerden ve projelerimden uzak olucam bir süre:( Ama ordan size yeni projelerle de dönücem inşallah. Havlu peçete rulolarından bir duvar süsü görmüştüm marifette. Onu köydeki evin salonuna yaptığımı söylemiş miydim. Sanırım 10 marifette yorum olarak yazmıştım yaptığımı. Onu bitiricem inşallah. Ve resimleyip size dönücem Allah nasip ederse. Bu arada kendinize iyi bakın Allaha emanet olun. Ve bu sari meleğinizi de unutmayın anacım:)) Bir hafta sonra görüşmek dileğiyle:)

10 Haziran 2010 Perşembe

Geçen Seneki İsmek Sergisinden... 3. Kısım "Rölyef"






























































Bu güzel rölyef tablolardan sonra bir de fayans boyamaya bakalım mı?























Hepsi de nekadar güzeller değil mi? Ellerine sağlık...