28 Eylül 2010 Salı

Nerede Kalmıştık Dostlar...

        

            En son bayramda kalmışım :-) Uzun zaman ayrı kaldım sizlerden. Bayram dönüşü eşim bir hafta izindeydi. Bilgisayarın başından kalkmadı hiç.Arada girdim nete ama sadece yazılarınızı okumakla yetindim. Daha sonrada bilgisayarın ekran kartı bozuldu. Tamire yolladık; gitti geldi ama olmamış. Tekrar gitti. Ancak yapıldı. Bloğuma ve sizlere kavuştum.

            Abimin sözü kesildi. Nişan ise 6 kasımda. Hikayesine gelince; Şimdiii bizim milletimizde yani abhaz kökenli insanlarda kızı istemeye anne baba damat olacak oğul gitmez, gidemez efendim. Bizde ayıptır:)) Aile büyüklerinden veya köyün ileri gelenlerinden üç dört erkek gidip isterler. Bizde de öyle oldu. Tabi giderken çiçek, çikolata ve kolonya götürürler. Kız tarafındanda çikolata ve kolonya alıp, geri gelinir. 

            Sözün kesilmesini temsilen kızın nüfus cüzdanı alınıp gelinir. Tabi nüfus cüzdanını tepsi içinde sunacak olan kıza bahşiş verilir zarf içinde. Ayrıca anneye süt hakkı denen sembolik bir miktar para götürülür yine bir zarf içinde. Ki herkes verebilsin diye rayici bellidir o dönem için. Zaten sembolik bir gelenektir. Kız tarafı isterse hepsini alır ama genellikle tamamını almaz. Yarısını alıp diğer kısmı geri gönderir nezaketen.

            Bunları niye mi anlattım:)) O bahsettiğim zarflar düz beyaz mektup zarfı veya davetiye zarfı olur genelde. Ama hobi bloğu olan birisi olarak mektup zarfına koyarak gönderilmesini kendime hakaret saydım ve zarf ürettim efendim:)) Sağolsun onlara koyup yolladı bizimkiler. Şimdilik resimlerini ekliyim ama yapılışlarını yeni yazı olarak yollayacağım tekrar...



Bu anneye süt hakkının konulduğu zarf. Sade olsun istedim.

Burda da üst soldaki zarf nüfus cüzdanı tutana bahşiş konan zarf oldu.




          Çikolatamız buydu efendim. Benim hiç içime sinmedi. Adapazarında bu işi en iyi Mazlum yapar dediler. Oraya gittik. Geçen sene benim sözümde erkek tarafına yollayacağımız çikolatayı da orada yaptırmıştık. Gerçekten çok güzel süslemişti. Bu dükkan değişik geldi. Adaparını da çok iyi bilmiyoruz, orası sandık. Dizaynı mı değiştirdiniz, dükkanı mı diye kaç kere soruyoruz; hiç de biz yeni açıldık demiyorlar. Meğerse Mazlum ikinci bir şube açmış. Bunu sonradan öğrendik.  Diğer mağazada süslemeyi 6 yıldır yapan bir bayan var. Süper şeyler çıkarıyor ortaya. Bunların henüz bir şeyden anladığı yok. Uyumlu değiller. Süslemekten bi'haber bi herifi oturtmuşlar süslemenin başına. Ben bundan çok daha iyisini yapardım. Malzemem olsa. Biraz sinirlendim ama kavga çıkarmıyım diye kabullendim. Hadi "söz" bu, yaşlılar götürecek idare etsin dedim. Ama nişan olaydı o tabağı kafasına geçirirdim heralde.

         Önce ben çikolatayı doldurayım siz o arada başka işiniz varsa halledin dedi. Etiketi almayı unutmayın dedim. Bir de kızdı tabi alıcaz unutmayız dedi. O arada kolonya alıp geldik. Etiketi unutup paketlemiş. Yeniden açtırıp söktürdük tabi. Demez mi efendim gümüş renkli simli kurdeleden kalmamış beyaz tülle yapsam nasıl olur. Tabağı değiştirelim. Sarı yaldızlı tabak alalım sarı simli olanla süsle dedik. Ama tabağı doldurdum boşaltamam dedi. E yap bir bakalım dedik. Ama süslemeden anladığını sandık. Bitti buyrun dedi. Tabi bu resimdeki düzeltmiş hali. Ne kurdele vardı ne boncuk. Onları yalvar yakar zor koydurduk. Dümdüz yumuk yumuk yapılmış bir tül ve önünde gri bir çiçek. Ben kamera şakası sandım. Ama değilmiş herif ciddiymiş. Kızınca orasını burasını topladı.  İnanır mısınız tülü zımbaladığı zımbalar bile gözünüze girecek kadar ortada. Resmi büyütünce görülür sanırım. Öylece bıraktı. Hala neden bırakıp çıkmadık diye kendime kızıyorum. Ama hadi uğraştı ayıp olmasın dedik. Yine bizim yüzümüz utandı. Ama bir daha başkası aynı hataya düşmesin diye söylemek istedim buradan. Siz siz olun Adapazarında Mazlum'a gidecekseniz postanenin arkasındakine gidin. Kapalıçarşı girişindekinden Allah sizi de tüm insanlığı da korusun diyorum.


           

                  Çiçeğimiz de buydu. Onu Hendekte yaptırdık. Kardelen Çiçekçilik. Eski hamamın orda.Çok güler yüzlü, uyumlu bir bayan ve elemanı vardı. Çok da güzel yaptı. Ellerine sağlık diyorum buradan bir kez daha:))




Karşıda gülümseyen teyzem:))



 


 
         Halamın kızı, erkek kardeşim ve amcamın kızı. Bizim büyükleri kız tarafına doğru yolcu ederken.


           Çiçekçinin uyumlu olmasını en çok düşündüren de şu oldu. Orda çikolatanın süslenmesini beğenmediğimizden bahsederken, getirin ben düzelteyim dedi. Silikon tabancamı yanıma almış olsam ben düzeltmeler yapacaktım ama almamışım giderken. Ne bileyim böyle olacağını. Zımbanın olduğu yerlere boncuk yapıştırıp gizledi. Ayrıca kolonyanın süsünü de zenginleştirdi. Güle sim döküp onuda iliştiriverdi.Adam dümdüz bir tül halinde vermişti. Ve bunlardan hiç ücret talep etmedi. Yeter ki yüzünüz gülsün dedi. Sağolsun.


Ve gelelim kız tarafının hediyelerine:))



               Bu çikolataları... Sadece tülle süslenecekse bir şey böyle süslenir işte. Bunu bizim çikolatacı çoçuğa götürüp göstermek lazımdı. Nasıl süslenir görüp öğrenirdi. Çok şık. Sade ve şık.

            Bunlarda söz mendilleri. Gelen misafirlere dağıtmamız için yollamışlar. Aslında abhaz adetlerinde yoktur bu. Sadece sözü kesmeye giden erkeklere söz mendili verilir. Ama onlar eve gelenler için de yollamışlar. Güzel bir jest oldu tabiki. Herkesin hoşuna gitti bu durum:)) Kız tarafına bir kere daha teşekkür burdan ince davranışları için.




Tepsinin içindekiler.

El yapımı, kenarı iğne oyası geçilmiş söz mendilleri çok şıktı.


Ayrıca süslü yapma çiçekler vardı. Üstünde isimleri ve tarih yazılı. Aynen nikah şekeri gibi.


           Bu da tepsisi. Sevgili gelinciğimin annesinin bohçasının kenarıymış bu. El işlemesi. Onu tepsi içine dizayn ettirmişler. Ne güzel olmuş. Hem hatıra, hem ömür boyu kullandıkça hatırlanacak bir şey. Benim annemin de elleriyle işlediği bir kaç birşey var böyle. Çerçeve içinde duvarda asılıydı yıllaca ama çerçevesi eskiyince indirmişdik. Tekrar çerçevelettireyim diye duruyorlardı. Ama bu daha çok hoşuma gitti. Böyle yaptıracağım bende:)







Tepsinin arkası.

Bu da nüfus cüzdanının bulunduğu kutu. Ne kadar şık değil mi? :)) Gelinimizle abimin isimlerini baş harfleri üzerindeki.











         Ve son son köydeki evimizden manzararla bitireyim:) Abimin sözünden bir hafta sonra çekmiştim. Babam rahatsızlanmış köye gitmiştik. Şimdi iyi şükür, salgınmış.





















Balkon demirleri takılıyordu. Kardeşim ustalarla uğraşırken.

Evet evimizde budur dostlar:) 

            O kadart uzun süre yazı ekleyemeyince gördüğünüz gibi nekadar dolmuşum. Sıkılmadan ve üşenmeden yazının sonuna varabildiyseniz helal olsun. Ne diyim size bilmem ki. Allah iyiliğinizi versin:))
Sağ ve sağlıcakla kalın. Beni de unutmayın emi:))

8 Eylül 2010 Çarşamba

Ramazan Bayramınız Mübarek Olsun...!







Yarın fırsat olmaz. Onun için şimdiden hepinizin bayramını tebrik ederim. Hayırlara vesile olsun inşallah. Bayramın 4. günü pazar günü abim için kız istemeye gidiyor büyükler. Çok mutluyuz. Anlayacağınız çifte bayram yaşıyoruz ailecek. Bayram tatili sonrası görüşmek dileğiyle... Esen kalın...

5 Eylül 2010 Pazar

Ramazanın Son Davetleri ve Şişeden Mumluk...

          
           Ayy nasıl tutacağız bu sıcakta orucu derken mübarek ay bitiyor. Allah yardım ediyor. Allah seneye ramazana da hayırlısıyla, hep birlikte girebilmeyi nasip etsin cümlemize.  

           Geçen  cumartesi günü annemler kayınvalidemleri iftara davet etti, pazar da kayınvalimler annemleri. İkisinde de bulunduk doğal olarak. Bir adapazarı bir düzce derken eve döndük.

            Resim çekemedim tabi. Her iki yerde de benim için çok yoğun geçti. Mutfaktan çıkamadım. Hizmet ederken resimde çekemedim:) Ama düzcede yani eşimin köydeki evinde bir resim çekmeyi başardım. Şişeden mumluk resmi. Balkonda asılı. Tabi iftar davetinin ertesi günü. Orda eşimin babannesi ve halası yaşıyorlar. Halamız da çok marifetli. El becerileri güçlü biri. Ekim gibi de evleniyor. Geçenlerde nişanı olmuştu. Allah mutluluklar nasip etsin. Çok büyük bir potansiyeli kaybediyorum haberim yokmuş. Etekten dönüştürüp yaptığı elbiseleri gösterdi. Diktiği bebek kıyafetlerini. Süslediği çeyiz sandığını. Ben hayretten fotoğraflamayı unuttun iyi mi :)) Bir tek bu mumluğu fotoğraflamışım. Bu mumluğu kendisi mi yaptı soramadım; ama yaptım dese hiç şaşırmazdım. Öyle becerikli.








      

Kadir Geceniz Mübarek Olsun..!